Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

22 Ekim 2012 Pazartesi

ZEBERCET

''İyi ki yapmışım''larımla oturduk anlattık biraz dün akşamüstü. Keşkelerim söze karışmadan ama pis bir sırıtışla sessizce ve sinsice dinledi bizi. Gülüşlerimize katılmadı ama bozmadı da sohbeti. İyi ki yapmışımlarımdan en sevdiğim arkadaşımın adı, Seni Seviyorum. En çok onun ismini söyledim sohbetimiz esnasında.

-Seni Seviyorum.
-Efendim?
-Yok Bişii. İsmini söylemek hoşuma gidiyor; öyle... sebepsiz...

İnsanın içinde, söylemeye hazır olduğu, unutmamak için içinden tekrar ettiği ve içinden bir şey söylemek geldiğinde 'lap' diye söyleyebileceği bir söz olmalı. Karşısındakinin ne sorduğuna, neden bahsedildiğine bakmadan... Tek gerçeğini inkar etmekten kaçarak ve dürüstçe, söylemesi gerektiğini düşündüğü sözü söylemeli. Çoğu zaman bir sözden çok beni ben yapan bir ses gibi "Seni Seviyorum". Asla "O'nu Seviyorum" ya da "O' nu Seviyordum." olmadı. İnsan en yakın arkadaşının ismini değiştiremez ki.

İyi ki yapmışım. İyi ki içime, beni ben yapan bu sesi koymuşum. İnanarak içinden söylenen bir söz, inanmadan dile gelmiş bir haykırıştan daha değerlidir çünkü.